Hayatı Blogluyoruz!: Batman: Kara Şövalye

Perşembe, Şubat 02, 2012

Batman: Kara Şövalye


Evvet okuyucu filmimiz 2008 yapımı o zamanların çok konuşulmuşu 2saat 25dk.lık Dark Night ile buradayım.
O zamanlar blog falan yok tabi arkadaşlarla yorumlardık hep filmleri.
Bir Christopher 'Nolan filmi olan Kara Şovalye ise konuş konuş bitiremediğimiz malzemeye sahipti.

'American Pyscho'dan tanıdığımız ve daha bir çok başrol ile izlemeye devam ettiğimiz birinde bahtsız sihirbaz da olan Christian Bale canlandırıyor batmani ve jokerciğimi de erken ayrılarak hepimizi üzen 'Ten Things I Love About You'dan tanıyıp sevdiğimiz Heath Ledger canlandırıyor.
Kadroda daha birçok tanınmış oyuncu ve Morgan Freeman da var eklemeliyim.
Müzikler de süpper; yine tanıdık bir isim Hans Zimmer imzalı.
Ama Heath Ledger isminde bir duralım.
Joker'im benim o.
Bu filmin onun yüzünden yeri bende ayrıdır; söylememişmiydim?
Kötü adamlara zaafım var :)

Derken bir banka soygunu ile heyecanlı başlar film, ordaki bir adamı Prison Break'den gözünüz ısırabilir.
Elinde silahı çılgın olan; hemen ölüyor zati, boşverin.
Birbirini vurur herkes veee "insanı öldürmeyen şey; tuhaflaştırır" ile joker işi bitirir.
Koççumm benim be makyajına kurban :)
Filmin temposu da kalp hastalarını göçürecek cinsten ilerler; hemen başka karede hasta kaldığım gel yarim ol arkana hercaim yazdırayım arabası ile hadi pelerini anladık süper kahramansın da o kulaklar ne la yarasadan hallice batman'imiz sahtelerine müdahale eder.
Onun o tüm teknolojik aletlerine de göz koydum.
Motorlu arabası gibi, sahiplenen çıkmasın yani.
Sonra bir mahkeme sahnesi ve yine karizma davranışlar; o savcının böylesinden sonra hukuk okumayı düşünmedim değil yani.
Anlayacağın filmdeki adamların hepsi başrol, karakter akıyor jestlerinden bile.
Neyse inanın her sahneyi anlatmak isterdim; hele paralarını çaldığı mafyaların arasına dalan jokerin gülüşünü paragraflarla anlatabileceğim gibi fakat sıkılmanızı istemem.

Ama o nasıl bir havadır kendi partisine en son o geldi uçakla üç tane de fıstıkla dedirten Bale'den de son bi bahsetmezsem olmaz.
Birde batman, iyi adam savcı ve lan hepiniz niye ona yazıyorsunuz diye film boyunca herhangi bi özelliğini aradığım kız arasındaki aşk üçgeni jokerin zekice bir oyunuyla bitiyor da başka şeylere de konsantre olabiliyorum.

Sonuç olarak filmde iyiler kötü olunca iyi batmanimizde kötü anılmayı seçiyor ve artık kahraman değil kara şövalye oluyor.
The Dark Knight ismi de buradanmış yani...
Öylesine atraksiyonlu bir film için the orta-karar end diyebileceğim son ile film bitiyor.

Son alıntım ile ben de veda edeyim;
"ya bir kahraman olarak ölürsün ya da yeterince uzun yaşayıp haine dönüştüğünü görürsün"

İyi Seyirler Okuyucu...



Dip not; neden bizim ülkemizdeki zenginlerin de böyle hobileri yok?
Paranız pulunuz var madem gidin kahraman olun.
Terörle savaşın falan, ne bilim işte işe yarayın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder